Gündem [1,084]

Gündem
Deprem bölgesine 18 bin jandarma, 10 bine yakın polis sevk ettik açıklamasıİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremlerin ardından Türkiye genelinden bölgeye şu ana kadar 18 bin jandarma, 10 bine yakın polis sevk ettiklerini, 10 bin jandarmanın sevki için talimat verdiklerini bildirdi.İl Emniyet Müdürlüğünde oluşturulan Kriz Masasında deprem sonrası yürütülen son çalışmalara ilişkin bilgi aldı.Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Soylu, Türkiye tarihinin en büyük afetlerinden birisiyle karşı karşıya olduklarını, devletin bütün kurumlarıyla vatandaşlarının yanında olduğunu belirtti.Kahramanmaraş'ta 941 binanın tamamen yıkıldığını, bütün arama kurtarma ekiplerinin enkaz altındaki vatandaşları canlı çıkarmak için çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Soylu, beslenme, barınma, çadır ve konteyner kurulma aşamalarının eksiksiz yapılması için gayret sarf edildiğini söyledi.
Bakan Soylu, şöyle konuştu:
Ama bir gerçeği şurada söylemek istiyorum. Yani yola çıkıp sadece Antep'le Maraş arasında hava koşulları münasebetiyle veya dönem dönem Kayseri'yle Maraş arasında hava koşulları münasebetiyle 8-10-12 saatlik bazen 16 saatlik beklemeler söz konusu olmuştur.Bu bize mevsimin sunduğu olumsuz şartlardır ama bütün arkadaşlarımızla beraber hem bu koordinasyon merkezinde hem de sahada tüm arkadaşlarımızla birlikte eksiklikleri giderebilmek, enkaz altındaki vatandaşlarımızı çıkarabilmek için, çok yaygın olan bu depremle ciddi bir mücadele içerisindeyiz.Burada hepimiz açısından onarıcı bir dile ihtiyaç var ve yardıma, desteğe ihtiyacı var, el birliğine, birliğe, beraberliğe ve bütünlüğe ihtiyaç var. Çünkü karşı karşıya kalınan olay küçük de olsa büyük de olsa, orta da olsa insan hayatının ve insanın imal ettiği her şeyin mevzubahis olduğu bir durumdur.
KAHRAMANMARAŞ'TA 600 KİŞİ DEFNEDİLDİ
Kahramanmaraş'ta şu ana kadar 600 vatandaşın defnedildiğini kaydeden Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:Bunlar kimliklendirme yapılarak, yakınlarına teşhis ettirilerek, parmak izleri alınarak… Bu işlemler de halen devam etmektedir. Yine bu esnada özellikle şu ana kadar yabancı ve yerli, Kahramanmaraş'ta 2 bin profesyonel arama kurtarma birimi, yaklaşık 96 ekip olarak çalışmaktadırlar.Tabii 941 binanın yıkıldığını, 2 bin arama kurtarma ekibinin de çalıştığını hesap ederseniz zamanla yarıştığımızı buradan aziz milletimize bir kez daha ifade etmek istiyorum. Çünkü bazı enkazlarda 10-12-20 saat ve hala bir enkazda uzun zamandan beri çalışan arama kurtarma ekiplerimiz şu anda çalışmalarına devam etmektedir..
Bakan Soylu, kentin her yerine ulaşmaya çalıştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz aynı zamanda ikinci 7,6 büyüklüğündeki depremin de merkeziyiz. Elbistan'da, Göksun'da ve özellikle kuzey tarafındaki ilçelerimizde Ekinözü'nde herhangi bir hasar veya 1-2 ev yıkılmanın dışında bir önceki depremde herhangi bir hasar söz konusu değildi. İkinci bir depremle de doğal olarak uğraşmaya başladık ve böylece de ekiplerimizi oralara da kaydırmaya başladık.Elbistan'da aynı zamanda yoğun bir kar yağışı ve olumsuz hava şartları da var. Elbistan'a biraz daha ağırlık vermemiz gerekir, vermeye de devam ediyoruz. Buradan da ekip kaydırıyoruz, gelen ekipleri de oraya kaydırıyoruz. Şu ana kadar özellikle Kahramanmaraş'a 11 bin çadır sevk ettik. Bunun 5 bini aşan kısmı biz burada bu toplantıyı yaparken zannediyorum daha da fazla kuruldu.Burada jandarmamız, polisimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki kahraman Mehmetçiklerimiz el birliğiyle vatandaşımızın güveni için, arama kurtarmaya destek olabilmek için, diğer lojistik hizmetlerine destek olabilmek için ve çadır kurulumunu da gerçekleştirmek dahil birçok hizmet için el birliğiyle çaba sarf etmektedirler. Türkiye genelinden şu ana kadar 18 bin jandarma, 10 bine yakın polis sevk ettik, 10 bin jandarma talimatı daha verdik.
Devletin bütün imkanlarını tüm zorluklara rağmen vatandaşın yanında olmak için ortaya koyduğunu aktaran Soylu, “Hiçbir vatandaşımızın yalnız kalmaması için ve bu konuda vatandaşımızın her an yanında bulunabilmesini temin etmek ve olayların koordinasyonunu sağlaması için de 31 vali, 70'in üzerine kaymakam görevlendirilmiştir.” dedi.
“DOĞALGAZ PROBLEMİMİZ DEVAM EDİYOR”
Aynı anda yüz kalem işi çözmek durumunda kaldıklarını, deprem sonrası vatandaşların çok daha güç şartları yaşadığını dile getiren Soylu, “Burada onarıcı bir dil kullanmak lazım ve aynı zamanda provokatif bir dilden de mümkün olduğunca uzak durmak gerekir.” ifadelerini kullandı.Soylu, özellikle enerji konusunda ilk 1,5 gün büyük zorluklar çektiklerini belirterek, “Şimdi hastanelerimize kısmi olarak enerji verilebiliyor. Bu arada bütün yakıt ihtiyaçlarını da burada karşılayabilmeye çalıştık. Yine birtakım kritik kurumlarımıza enerji verilebiliyor. Doğalgaz konusundaki problemimiz devam ediyor. Bu da doğal olarak ekmek üretimini ve birtakım üretimlerimizi etkiliyor. Bunun için şu anda dışarıdan gelen ve buranın da kendi yerel imkanlarıyla toplam şu saat itibarıyla tüm Kahramanmaraş çevresinde 75 bin öğün yemek çıkarmayı gerçekleştirebildik.” diye konuştu.Soylu, Kahramanmaraş merkezde 7 ayrı bölgede çadır kurulduğunu, 2 ayrı bölgede büyük bir konteyner kent oluşturulması için gerekli planlamaların, ilçelerin önemli bölümünde de çadır kurulumunun tamamlandığını anlattı.
“HİÇBİR AFETTE MİLLETİMİZE MAHCUP OLMADIK”
Gece gündüz uyumadan vatandaşların bütün taleplerini ve isteklerini yerine getirmek için çabaladıklarını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Buradan tekrar, İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, bazı yerlerde yağma haberleri gibi haberler söz konusu. Bir iki münferit olay tespit edildi, bunun dışında Türkiye'de böyle bir şey söz konusu değil. Yani böyle bir olay da söz konusu değildir. Ancak bütün bunları büyütmek yani bir yönetilemezlik duygusu ortaya koymak hele bu dönemde bize karşı değil, vatandaşımıza karşı yapılabilecek önemli bir yanlıştır ve burada desteğe ihtiyacımız var.
Hangi belediye, kuruluş olursa olsun siyasi partisine bakmadan AFAD'ın koordinasyonunda olabilecek her şeyi Türkiye'nin her tarafında gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar afet oldu ama hiçbir afette milletimize mahcup olmadık. Elbette ki afet planlanabilen bir şey değildir. Ölçüsü, büyüklüğü ve zamanı planlanabilen bir şey değildir. Biz büyük bir afetle karşı karşıya kaldık. Vatandaşımızın bu konudaki karşı karşıya kalmış olduğu sıkıntıyı ortadan kaldırabilmek için de yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bunu herkes, özellikle vatandaşlarımızla ve afete maruz kalanlar da görüyor. Ama zamanla yarışıyoruz. Burada vatandaşımızın da bizim de desteğe ihtiyacımız var.”
“EN ÇOK UĞRAŞTIĞIMIZ YOL MESELESİDİR”
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanına buradaki gelişmeleri anbean ilettiklerini aktararak, talimatlarını aldıklarını, istişareyle hızlı bir şekilde atılması gereken adımları attıklarını söyledi.Gazetecilerin yardımların koordinasyonunun nasıl sağlandığı sorusu üzerine Soylu, şunları kaydetti:Elbette ki özellikle battaniye dahil su, gıda dahil olmak üzere bunlara özellikle depremin ilk zaman diliminde çok güçlü ihtiyaç var. Her depremle karşı karşıya kaldığımız bir meseledir bu. Diğer yardımlara da ihtiyaç var. Örneğin jeneratöründen tutun… Çünkü burada farklı bir durum var. Her afetin kendine ait farklı bir şartı söz konusudur. Yani jeneratöre ihtiyaç olmadığınız zaman dilimi vardır. Şimdi jeneratöre ihtiyaç olduğunuz zaman dilimi vardır.Özellikle buraya bu yardımların da akması lazım. Bu akmasının iki şart var. Birincisi AFAD koordinasyonunda akması lazım. Yani AFAD koordinasyonunda akmayacak her yardım hem toplumsal bir kargaşayı beraberinde getirir, Allah korusun, hem de neyin nereye gittiği konusunda bir bilgi sahibi olmazsak hakkaniyetli bir yardım dağıtmak da söz konusu olmaz. Daha işin başındayız. İkincisi ise özellikle deprem bölgeleri.
Yani biz bir buçuk gündür buradayız, burada olduğumuz noktada en çok uğraştığımız yol meselesidir. Yani gerek Kayseri'den buraya akan yol, gerekse de Gaziantep'ten akan yol. İkincisi yakıt meselesidir. Çünkü eğer yollar birincil ölçekte ihtiyaç olmayan araç yoğunluğuyla karşı karşıya kalırsa biz hastanelerin yakıtını sağlayamayız. Biz özellikle burada arama kurtarma araçlarının yakıtlarını sağlayamayız.
“ÇOK KIYMETLİ BİR 48 SAAT”
Bakan Soylu, gıda ve diğer ihtiyaç malzemelerini taşımak dışında deprem bölgesine gelmek isteyenlerin 48 saat beklemesini istirham ettiklerini söyleyerek, şöyle konuştu:“Bizim önümüzdeki 48 saatimiz çok kıymetli bir 48 saattir. Bu bölgeye özel araçlar, gıda hariç, ihtiyaç malzemeleri hariç, 48 saat buraya gelmezlerse diğer bütün araçların buraya iyi bir şekilde gelmeleri sağlanır. Çünkü havalimanımız daha yeni açıldı. Yani bizim havalimanımız da çalışmıyor idi. Bütün bunlara rağmen şu anda sahanın her yerine yayılmış, vatandaşımızın her noktasına ulaşmaya çalışan ekiplerimiz var. Muhakkak eksik kaldığımız yerler vardır.”
AFAD'ın yardımları koordine etmeye mahir olduğuna işaret eden Soylu, bunun tüm resmi kurumların koordinasyonuyla gerçekleştirildiğini hatırlattı.Bakan Soylu, AFAD koordinasyonunun yardımların esas sahibine ulaşması açısından da önemli olduğunu söyleyerek, “Ama vatandaş ‘Ben geleceğim, yardım dağıtacağım.' dediği andan itibaren elbette ki bir provokasyonu da beraber getirecek sonuçlar oluşabilir. Çünkü bu alanlarda provoke etmeye çalışanlar var. Ve biz onları da güvenlik güçlerimizle sürekli olarak takip ediyoruz. Vatandaşımıza ricamız AFAD üzerinden, AFAD'ın koordinasyonunda bunun sağlaması elbette ki önemlidir.” dedi.
AZERBAYCAN'DAN GELEN YARDIMLAR
Azerbaycan'dan gelen bir gazetecinin ülkelerinden gönderilen arama kurtarma birimlerinin çalışmalarıyla ilgili sorusu üzerine İçişleri Bakanı Soylu, “Her afette sağ olsunlar Türkiye'ye kardeş Azerbaycan'ın ortaya koymuş olduğu bu destek hem milletimiz nezdinde büyük bir karşılık bulmaktadır hem de bizi de sahada rahatlatmaktadır. Diğer ülkelerden de ciddi yardımlar geliyor. Ama ilk gelen ülke sağ olsun Azerbaycan oldu. Burada sahaya indi ve şu anda da çok önemli bir mevkide hem arama kurtarma çalışmalarına devam ediyor hem de milletimizin gönlünde hakikaten hizmetleriyle beraber büyük bir sıcaklık sağlıyor. Çok sağ olasınız. Çok teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
297 0 07.02.2023

Gündem
3 Bin Mehmetçik Deprem bölgesine gönderildiDeprem bölgesindeki arama-kurtarma çalışmalarına şu an itibarıyla 3 binin üzerinde Mehmetçik katkı sağlıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Doğal Afet Kurtarma Taburları Hatay, Malatya, Osmaniye, Kahramanmaraş'a gönderilirken, komandolar da çalışmalara destek olmak için deprem bölgesine sevk edildi.Kahramanmaraş merkezli toplam 10 ili etkileyen depremlerin ardından arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Mehmetçik de deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarına yoğun katkı sağlıyor. MSB tarafından Hatay, Malatya, Osmaniye, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde arama kurtarma çalışmaları için Doğal Afet Kurtarma Taburları görevlendirildi.Bunların yanı sıra Malatya'da arama kurtarma çalışmalarına 2 binin üzerinde personelle destek sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri, kentte çadır kurma çalışmalarına başladı. Yeteri kadar komando da arama kurtarma çalışmaları için Malatya ve Kahramanmaraş'a gönderilirken Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da Mehmetçik tarafından halka sıcak yemek, su ve kumanya dağıtılıyor.Öte yandan KKTC'de görevli Doğal Afet Yardım Takımı da Gaziantep'teki arama kurtarma çalışmalarına destek olmak için yola çıktı. Deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına şu an itibarıyla AFAD'tan gelen talepler doğrultusunda 3 binden fazla Mehmetçik katkı sağlıyor.
BAKAN AKAR BERABERİNDEKİ KOMUTANLARLA HATAY'DA
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ile Hatay'a geldi.Serinyol'da depremin etkilediği, 3 askerin şehit olduğu 8'inci Komando Tugay Komutanlığında incelemelerde bulunan Akar, son duruma ilişkin bilgi aldı. Daha sonra kriz merkezine geçen Akar, kentteki arama kurtarma çalışmalarına ilişkin bilgi aldı.Bunlarla birlikte Kahramanmaraş merkezli depremin ardından bölgeye arama kurtarma ekiplerinin ulaştırılması için Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından “hava yardım koridoru” oluşturuldu.Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı A400M nakliye uçakları dahil çok sayıda nakliye uçağı bölgeye arama kurtarma ekiplerini ve araçlarını sevk etmeye başladı. 17 uçak tarafından Gaziantep ve Adana'ya sürekli olarak yardım uçuşları gerçekleştiriliyor. Ambulans uçaklar da kurulan “hava yardım koridoru”nda görev alıyor.
167 0 06.02.2023

Gündem
Bakan İmzaladı O bıçaklanarak ölen görevli Şehit sayıldıİstanbul Esenyurt'ta 2022 Eylül ayında sırf “sessiz olun” şeklinde uyarıda bulunmasına sinirlenen hasta yakınları tarafından bıçaklanan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan Bakan Koca'nın imzaladığı belgeyle şehit sayıldı.
2022 yılı Eylül ayında Esenyurt'ta Devlet Hastanesinde meydana gelen olayda; hasta yakınları tarafından bıçaklanan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti.Belgede hizmet ve görev uğruna şehit olmuştur, denildi.saglikpersonelihaber
203 0 03.02.2023

Gündem
Fırat Çakıroğlu cinayetinde verilen ceza belli olduİzmir'de Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Tarih Bölümü öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun (24) öldürülmesine ilişkin davada tutuksuz yargılanan Cihat Babatonguz (33), 3 farklı suçtan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.20 Şubat 2015'te Ege Üniversitesinde çıkan olayda, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu hayatını kaybetmiş, 7 kişi ise yaralanmıştı.Olayla ilgili açılan davada Nurullah Semo, ‘kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘terör örgütü üyeliği' suçundan da 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nce bozularak Nurullah Semo'ya bu kez ‘terör örgütü üyeliği' suçu yerine ‘devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak' suçundan ceza verildi. Semo'ya yerel mahkemenin verdiği 15 yıl hapis cezası, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi.İfade ve deliller ışığında Çakıroğlu'nun avukatları, olay sırasında Cihat Babatonguz'un da Nurullah Semo'nun yanında olduğu gerekçesiyle mahkemeye müracaatta bulundu. Avukatların talebini haklı bulan 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Cihat Babatonguz hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmanın ardından Babatonguz hakkında ‘kasten öldürme' suçundan iddianame hazırlandı.
İddianamede, Cihat Babatonguz'un olay sırasında kavganın yaşandığı Ege Kafe'nin mutfak bölümünde olduğu belirtildi. Mutfağa önce giren Nurullah Semo'nun dolapların arasına saklandığı, Cihat Babatonguz'un ise kenara yaslanıp dikilmeye başladığı, bu sırada arkadan gelen kalabalık grup içerisinde Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun da yer aldığı iddianamede kaydedildi.İddianamede, Çakıroğlu'nun, mutfakta karşılaştığı Nurullah Semo'nun bıçak darbeleriyle yaralandığı belirtildi. Olay sırasında, Cihat Babatonguz hakkında mahkumiyet hükmü tesis edilmiş olan Nurullah Semo'nun yanında durduğu ve kendisinden fiziksel olarak güçlü ve daha iri olan Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na yönelik eylemini gerçekleştirmesi açısından Nurullah Semo'yu cesaretlendirip, olayı kolaylaştırdığı ifade edildi. Cihat Babatonguz'un üzerine atılı örgüt adına öldürme eylemine iştirak suçunu işlediğinin tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı vurgulandı.
Öldürülen Çakıroğlu'nun ailesinin avukatı Hakan Doğru, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek Cihat Babatonguz hakkında ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan' da dava açılması ve mevcut davayla birleştirilmesi talebinde bulundu. Mahkeme talebi kabul etti, her iki dosya birleştirildi.Tutuksuz sanık Cihat Babatonguz'nin yargılanmasına bugün devam edildi. İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya Babatonguz SEGBİS ile katılırken, Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erdem ile babası Fuat Mahir Çakıroğlu'nun yanı sıra İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Soner Erkan Yıldız, partililer ve avukatlar salonda hazır bulundu. Duruşmada, savcı esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı. Mahkeme heyeti, gizli tanığın dinlenmesinden vazgeçti.
Duruşmada söz alan Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erdem, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin adaletine güveniyorum. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi. Baba Fuat Mahir Çakıroğlu da sanığın üst hadden cezalandırılmasını istedi.“O kafenin içinde onlarca insan varken ben yargılanıyorum. Fırat'ı tanımıyorum. Nurullah'ı ise o kafede görüyordum. Ayvalıkta yaşıyorum. İstesem yarım saatte Midilli'ye kaçarım ama gitmiyorum. Suçsuzum” diyen Cihat Babatonguz ise beraatini talep etti. Savunmaların ardından mahkeme heyeti, Babatonguz'u ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘silahlı terör örgütü faaliyeti çerçevesinde öldürmeye iştirak' suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırıp, tutuklanmasına hükmetti.Ayvalık Adliyesinden davaya SEGBİS ile katılan Cihat Babatonguz, kararı duyunca kaçmaya çalıştı. Babatonguz, polis tarafından gözaltına alındı.sözcü
275 0 27.01.2023

Gündem
Anayasa Mahkemesi Hdp'nin başvurusuna red kararı verdiAnayasa Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) açılan kapatma davasının seçimden sonraya ertelenmesi talebini reddetti.Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi'nin Hdp kapatılması istemli davada, partinin “kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması” başvurusunu reddetti.HDP, geçen hafta Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak partinin kapatılması istemli davada sözlü savunma dahil tüm yargılama faaliyetlerinin cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri sonrası bir tarihe ertelenmesini talep etti.
HDP ayrıca, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hazine hesaplarına tedbir talebini içeren dilekçesinde yer alan ve davanın esasını da ilgilendiren yeni delil mahiyetindeki bilgi ve belgelerin kapsamı dikkate alındığında, bu konuda davalı partiye verilen 30 günlük süre içerisinde savunma hazırlanabilmesinin mümkün olmaması sebebiyle 2 aydan az olmamak üzere ek süre verilmesini” istedi.Anayasa Mahkemesinde başvuruyla ilgili görevlendirilen raportörün raporunu tamamlamasının ardından AYM Genel Kurulu, partinin taleplerini görüştü.Yüksek Mahkeme, kapatma davasının yargılama faaliyetlerinin seçim sonrasına bırakılması başvurusunu oy birliğiyle reddetti.Partinin, hazine hesaplarına bloke konulmasına ilişkin karara karşı savunmasını hazırlaması için iki aylık ek süre isteği reddedilerek partiye 15 gün ek süre verilmesi kararlaştırıldı.AYM Genel Kurulunun kararı gereği HDP'nin 14 Mart'ta sözlü savunmasını yapacağı öğrenildi.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Ceza davası prosedürü izlenen kapatma davası sürecinde, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına 5 Ocak'ta bloke konulmasına karar verilmişti.Partinin buna ilişkin cevabının ardından Hazine yardımlarına bloke konulmasına ilişkin karar, AYM Genel Kurulu tarafından tekrar ele alınacak.Heyet, gelecek cevabın ardından kararın kaldırılmasına veya tedbir hükmünün devamına karar verebilecek.Bunun ardından HDP yetkililerinin belirlenecek bir günde yapacağı sözlü savunmanın ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.sözcü
203 0 26.01.2023

Gündem
Uzman erbaşları kadroya almayanlar Şehit cenazesinin önünde konuşmasınlarCHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba sözleşmeli memurlara kadro getiren “Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” görüşmelerinde TBMM'de konuştu.Türkiye'nin , AKP yönetiminde geçen yirmi yılın sonunda AKP eliyle yaratılan bir “mağduriyet cumhuriyetine” dönüştüğünü, çıkardıkları her kanunun yeni yeni mağduriyetler yarattığını ifade etti.
Ağbaba konuşmasında şunlara değindi:
3 KİŞİNİN SORUNUNU ÇÖZERKEN 5 KİŞİYİ MAĞDUR EDİYORLAR!
“Değerli arkadaşlar, bir konuyu çözmek, mağduriyetlere son vermek için öyle bir kanun hazırlıyorsunuz; 3 kişinin sorununu çözeyim derken 5 kişiyi mağdur ediyorsunuz. Dünyada bir mağduriyete son vermek için düzenleme yapılırken yeni mağduriyet alanları oluşturma başarısı herhâlde sizlere ait. Taşerona kadro müjdesi veriyorsunuz, müjdenin ardından yüz binlerce işçi mağdur oluyor; 3600 ek gösterge düzenlemesi yapıyorsunuz, binlerce memuru mağdur ediyorsunuz. Ülkeyi âdeta yazboz tahtasına çevirdiniz. Torba torba kanunlar getiriyorsunuz ki bu torba kanunun da mucidi sizsiniz; siyah, beyaz, her şey var kanunda ama hepsinin altı yırtık, açtığınız yırtıklar artık dikiş tutmuyor. Çıkardığınız yasaların yüzde 60'ı bir öncekinin hatasını düzeltmek için, her önünüze gelene mal bulmuş mağribî gibi el kaldırınca böyle oluyor. Yapay zekâ ya da bilgisayar bile bir işlem yaparken "Emin misiniz?" diye soruyor.
Maalesef, muhalefetin söylediği hiçbir söz dikkate alınmıyor. Ayrıca, biz de biliyoruz ki bu kanun tekliflerinin birçoğu sizler tarafından hazırlanmıyor, saray tarafından hazırlanıyor. Ne olur, el kaldırmadan bir baksanız tekrar bunları düzenleme ihtiyacı olmayacak. Değerli arkadaşlar, ben size söyleyeyim; birçok kanunun altındaki kanun teklifi sahiplerinin haberi bile yok, geçtiğimiz hafta bunun örneklerini gördük. En son, sözleşmeli personel... “
ŞİMDİ DE KADRO MAĞDURLARI YARATILDI!
“Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi için bir kanun teklifi getirdiniz, getirdiğiniz kanun teklifinde tam 4 yeni mağdur grubu oluşturdunuz. Kim bunlar? 28 Kasım mağdurları, mazeret tayin hakkı mağdurları, KPSS şartı ve kadro kapsamı dışında kalan mağdurlar. Sorun çözerken çözümden daha çok mağduriyet yaratan bir iktidar olarak tarihe geçtiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Sizi bu başarınızdan kaynaklı bir kez daha tebrik ederim.
Değerli arkadaşlar, kim bu 28 Kasım mağdurları? Getirilen kanun teklifinde sözleşmeli personelin kadroya geçiş hakkı için 28 Kasım 2022 şartı koşuluyor. Bu demek oluyor ki iki gün sonra, on gün sonra girenler, başlayanlar kadroya geçmek için dört yıl daha bekleyecekler.
Bu kanun teklifinde bir önemli mağduriyet daha var; onlarca, yüzlerce mesaj geliyor, telefon geliyor değerli arkadaşlar; tayin mağdurları yani eşleri, karıyı kocadan ayırdığınız mağdurlar. Değerli arkadaşlar, sözleşmeli personellerin mazeret tayin hakkına sahip olması için dört yıl şartı getirdiniz. Aileler zaten umut bekliyordu, çalışanların aile bütünlüğüne damga vurdunuz, çalışanların eşlerine, çocuklarına, anne babasına kavuşmasını süre şartına bağladınız. Yıllardır ailesine kavuşmayı bekleyen sözleşmeli öğretmenlere, hemşirelere, ebelere "İki yıldır çalışıyorsanız iki yıl daha, bir yıldır çalışıyorsanız üç yıl daha, 28 Kasım 2022 tarihinde işe başladıysanız dört yıl daha ailenizden uzak kalacaksınız." diyorsunuz. Sözde aile değerlerine önem veren, bunu sürekli vurgulayan AKP bu düzenlemeyle aile birliğinin temeline deyim yerindeyse dinamit yerleştiriyor. Şimdi, İbrahim Aydemir gibi dayısı, amcası olmayan insanlar ne yapıyor? Dört yıl çoluğundan çocuğundan ayrı kalıyor ama İbrahim Aydemir gibi dayın varsa şak diye tayin oluyorsun.
Maalesef, ne eşitlik var ne hakkaniyet var, hiçbir şey yok değerli arkadaşlar.
Şimdi, merak ediyoruz, Allah aşkına, aynı durumda sizin çoluğunuz çocuğunuz olmaz da, sizin yeğenleriniz olmaz mutlaka ama kimsesi olmayan garibanlar ne yapacak Allah aşkına dört yıl? Nereden nereye gidecek? Diyarbakır'dan Malatya'ya ya da Malatya'dan Eskişehir'e nasıl gelip gidecek arkadaşlar? Bunu hiç düşündünüz mü bilmiyorum. “
29 KASIMDA GİREN NOOLACAK?
Bir de KPSS şartına takılan mağdurlar var. Getirdiğiniz kanun teklifinde belediyelerde bundan sonra sözleşmeli personel olarak kadroya geçeceklere KPSS şartı getiriyorsunuz. Şimdi, soru şu değerli arkadaşlar: Kadro düzenlemesinde 28 Kasım tarihini esas aldınız. Peki, belediyelerde 29 Kasımda, 30 Kasımda, aralık ayında işe başlayan sözleşmeli personel ne olacak? İşten mi çıkarılacak? Bu kanun teklifinde bunun bir cevabı yok değerli arkadaşlar, Komisyonda gündeme getirmemize rağmen. Maalesef, belki de binlerce personel bu şekilde işsiz kalacak yeni mağdurlar ortaya çıkacak.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifindeki bir diğer mağdursa kadro mağdurları. Bakın, basta PTT'de çalışan sözleşmeliler olmak üzere KİT personelleri... Biraz önce Vakıfbanktan biri mesaj çekmiş, onu da ifade edeyim, Vakıfbankta çalışan 1300 tane güvenlik personeli... Mecliste çalışan sözleşmeli danışmanlar... Geçen gün söyledim, Allah aşkına, şimdi odalarınıza gideceksiniz, danışmanların yüzüne nasıl bakacaksın İbrahim Aydemir, nasıl bakacaksın danışmanların yüzüne? Her gün basın toplantısı yapıyor, her gün o danışmanlar hazırlıyor ama danışmana kadroya gelince, yok. Arkadaşlar, bakın, burada bütün siyasi partilerin danışmanları var, hepimizden fazla çalışıyorlar, hepimizden fazla emek veriyorlar, gece ne zaman çıkarsanız onlar da o zaman çıkıyor ama onlar unutulmuş durumda. Ben şimdi beni dinliyorsa danışmanlar İbrahim Aydemir'i görünce selam vermeyin, kanun teklifi sahibine, hazırlayan Sayın Vekile selam vermeyin çünkü bunları mağdur eden, bu danışmanları mağdur eden bu, arkadaşlar.
BELEDİYEDEKİ TİYATROCUYA KADRO YOK! BU AYRIMCILIKTIR!
Şimdi, değerli arkadaşlar, 590 bin sözleşmeli personelin 458 bine kadro hakkı tanıdınız; bakın, belediye çalışan vekil memurlar yok, uzman çavuşlar yok, proje bazlı kısmi zamanlı çalışan sözleşmeliler yok. Sayın Bekaroğlu güzel bir konuşma yaptı, kitabın ortasından konuştu. Ya, devletteki tiyatrocuya kadro veriyorsun, Eskişehir'deki tiyatrocuya niye kadro vermiyorsun? Sayısı on binler değil, sayısı 1.000-1.500 arasında, belki 1.200; ya, bunu niye vermiyorsunuz? Eskişehir'de var, Antalya'da var, İstanbul'da var, Mersin'de var, büyük bir ayrımcılık, söyledi Sayın Bekaroğlu.
UZMAN ERBAŞLARI KADROYA ALMAYANLAR ŞEHİT CENAZESİNİN ÖNÜNDE KONUŞMASINLAR!
“Bakın, değerli arkadaşlar, "Adalet!" dedi, adalet. Böyle adaletsizlik olur mu? Şimdi, 132 bin kadroya geçmeyen memur var, sözleşmeli uzman erbaşlar var. Kusura bakmayın, öyle şehit cenazesinin önünde tabutun üzerinde konuşma yapmaya benzemez bu. Bu insanların hakkı mutlaka verilmelidir.
81 PUAN ALAN ATANDI 83 PUAN ALAN ATANMADI!
Değerli arkadaşlar, ucube, bir başka konu, 2020 yılı KPSS mağdurları. 15 binden fazla öğretmenin 2020 yılında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hakları gasbedildi. KPSS 2020 6-20 Eylül arasında gerçekleşti, sonuçları ise 22 Ekim 2020 tarihinde açıklandı. Yasaya göre sınavın geçerliliği bir yıl sürüyor. 2020 yılındaki atamanın ardından 2021 yılında bir atama daha gerçekleşti lakin bu atamada öncelik hakkı 2020 yılında sınava girenlere değil, 2021 yılında sınava girenlere verildi. 15 bin öğretmen atandığı bu dönemde 2021'deki KPSS'de 2020'dekinden daha az puan alanlar bölümlere yerleşti. Örneğin, okul öncesinde 2020 taban puanı 79,9 iken 2021'de 71,6 oldu. Yani burada matematiğin kurallarını değiştirdiniz. 83,3 mü yüksek, 81 mİ yüksek? Vallahi buna göre 81 yüksek. Puanı yüksek olanlar atanamadı, puanı düşük olanlar atandı.
USTA ÖĞRETİCİLER, VEKİL ÖĞRETMENLER ÜVEY EVLAT MI?!
“Bakın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından ek ders karşılığı çalışan mağdurlar var değerli arkadaşlar. Bunlar, on iki ay tam zamanlı görev yapan sosyolog, öğretmen, sosyal çalışmacı, psikolog, hemşire unvanlarındaki meslek elemanları yıllardır kadro bekliyor, sözleşmeli personel kadro düzenlemesinde bu çalışanlarımız yer almıyor; PIKTES çalışanları yer almıyor, TRT özel hukuk hükümlerine tabi personel yer almıyor, usta öğreticiler yer almıyor, vekil öğretmenler yer almıyor. Bunların adına diyorum ki: Bunların emekleri bu kanunu hazırlayanların gözüne dizine dursun! Sonra, aile sosyal destek programında 2.700 civarında çalışana bu düzenlemeyle kadro hakkı tanınmıyor.”
ŞEFLER, LİSE MEZUNU POLİSLER 3600 ALAMADI
“Değerli arkadaşlar, mağduriyet yaratma konusunda üstünüze yok. Şimdi, geçmişte yaptığınız mağduriyetlere de bir göz gezdirelim. Yıllardır söyledik, dile getirdik, 3600 ek gösterge düzenlemesi geldi. Değerli arkadaşlar, getirdiğiniz düzenlemelerde şefler 3600 ek gösterge hakkına sahip olamadı; üniversite mezunu olmayan polislerimiz 3600 ek göstergeden yararlanamadı; lise öğrenimli mezunlar 3600 ek göstergeden yararlanamadı; yardımcı hizmetler sınıfına bağlı olarak çalışan memurlar 3600 ek gösterge hakkından maalesef yararlanamadı.”
150 BİN TAŞERON İŞÇİSİNİ KADRO DIŞINDA BIRAKTINIZ!
“696 KHK düzenlemesinde taşeron mağdurları -bunu da defalarca dile getirdik arkadaşlar- 150 bine yakın insan kadro bekliyor; hastane bilgi işlem sisteminde çalışan 1.500 kişi, radyocu ve laboratuvar biriminde çalışan 6 bin işçi, görüntüleme merkezlerinde çalışan 2 bin işçi, Sağlık Bakanlığına bağlı birimlerinde çalışan 17 bin işçi, Karayolları, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında çalışan 17 bin, PTT'de çalışan 14.336, çağrı merkezlerinde çalışan 13 bin, TCDD ve bağlı kurumlarında çalışan 6.300, TÜRKSAT'ta 4 bin, KİT'lerde çalışan yaklaşık 36 bin kişi, şeker fabrikalarında çalışan 5.300 kişi, üniversiteler ve bakanlıkta çalışan 4 bin işçi, Eti Madende 3.500, Millî Eğitim bünyesinde on ay çalışıp işsiz kalan 31 bin ve ÇAYKUR'un 9 bin işçisi. Değerli arkadaşlar, bunların sorunu çözülmediği sürece bu kanun adaletli bir kanun değildir.”gerçekgündem
206 0 22.01.2023

Gündem
O Belediye Başkanının Şehit Ailelerine karşı olumsuz tavrı devam ediyorSamsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir daha önce Samsun'lu Şehit Astsubay İlhan Hamlı'nın vefat eden babası için Şehit ailesinden 20 bintl yer parası istemiş ve kamaoyundan gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştı.Aynı Belediye başkanı bu sefer yine bir şehit ailesinin toprak yolunu yapmamakla direniyor.konu hakkındaki son haber şu şekilde
Şehidin evinin yolunu yapmadı, 7.5 milyon liralık makam otosu aldı'AKP'li Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in 7.5 milyon liraya kendisine lüks makam aracı almasına Cumhur İttifakı'nın en küçük ortağı BBP MKYK Üyesi olan Erdal Avcı tepki gösterdi.Cumhur İttifakı'nın ortaklarından olan BBP'nin MKYK Üyesi Erdal Avcı, AKP'li Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in Ayvacık ilçesinde bulunan Şehit J.Er Ali Altun'un baba ocağına giden yolun çamur içinde ve bozuk olduğunu Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi ve ilgili kurumlara ilettiklerini söyledi.
Büyükeşhir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in yapılan görüşmeler sonucunda 1996 yılında 20 yaşındayken Batman Gerçüş'te şehit olan Altun'un ailesinin yaşadığı evin yolunun yapılması için 3 yıl önce söz verdiğine dikkat çeken Avcı, geçen zaman içerisinde hiç bir adımın atılmadığını dile getirdi.AKP'li SBB Başkanı Mustafa Demir'in şehidin Ayvacık ilçesi tiryakioğlu mahallesinde bulunan evine giden 650 metre uzunluğundaki bozuk yolu yapmamasını eleştiren Erdal Avcı, “Cumhurbaşkanımız, bundan takiben iki ay önce Ayvacıklı şehidimizin ailesinin 650 metrelik yolunu gündeme getirdik. Ancak ne yazıktır ki; bu ülke vatan ve bayrak için ezan için canını vermiş olan şehidimizin ailesinin yaşadığı eve giden 650 metre yolu Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından gündeme dahi alınmamıştır.TBMM'de bu konuyu İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta gündeme getirmiş, Valimiz Doç.Dr. Zülkif Dağlı'ya konuyu ilettiğini söylemiştir. Buna rağmen yine şehit ailesinin evinin yolu yapılmamıştır. Cumhurbaşkanımız, bütün tasarruf genelgelerine uyulmasını her defasında söylemiştir. Şehit ailemizin 650 metre yoluna asfalt ve beton dökmeyen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, kendi altına 7,5 milyon liralık makam aracı almıştır” ifadelerini kullanarak Başkan Demir'i AKP Genelbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şikayet etti.sözcü
277 0 19.01.2023

Gündem
Şehit ve Gazi Derneği Türk Bayraklarını Çöpten topladıSakarya Adapazarı'nda çöplük olarak kullanılan alanda çok sayıda Türk Bayrağı bulunması ortalığı karıştırdı. Olayın izini süren MEDYABAR, dikkat çeken detaylara ulaştı. Bu haberi okuyunca hem öfkelenecek hem de şaşıracaksınız.Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak bilinen Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Sakarya Şubesine, Adapazarı Taşkısığı Mahallesinde bulunan çöplüğe çok sayıda Türk Bayrağı atıldığı bilgisi aldı.Dernek yöneticileri olay yerine gittiklerinde, ne yazık ki çok sayıda Türk Bayrağının çöplerin üzerine atıldığını gördü.Bayrakların asılı olduğu ipte bazı kurumların da flamalarının olduğunun görülmesi üzerine dernek yöneticileri bu kurumlarla iletişime geçerek durumu bildirdi.Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Sakarya Şubesi tarafından yapılan paylaşım sonrasında MEDYABAR olayın izini sürdü.
Edinilen bilgiye göre o bayrakların hikâyesi 2 sene öncesine dayanıyor.Çeşitli kurumların 2 sene önce 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü dolayısıyla bir organizasyon firması aracılığıyla astırdığı Türk Bayrakları, 15 Temmuz gecesi sonrasında söküldü. Organizasyon firmasının geri dönüşüm firma sına verdiği bayraklar, 2 yılı aşkın süredir geri dönüşüm firmasının deposunda duruyordu.Firmanın taşıma kararı aldığı tesise ise geçtiğimiz günlerde, çöplerden kağıt ve hurda toplayan bir kağıt toplayıcı girdi.Dolu çuvalları gören toplayıcı, aracına aldığı çuvalları ayrıştırmak için Taşkısığındaki çöplük alana gitti.Burada çuvalların içindeki Türk Bayraklarını ve ilgili kurumların flamalarını çöpe atan toplayıcı çuvalları boşaltarak alandan ayrıldı.Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Sakarya Şubesinin durumu ilettiği ilgili kurumlar, olayın bu şekilde gerçekleştiğini tespit etmeleri sonrasında 2 yıl önce kullanılan bayraklar çöpten çıkan organizasyon firmasıyla ve söz konusu geri dönüşüm firmasıyla bir daha çalışmama kararı aldı.MEDYABAR'ın edindiği bilgiye göre bir kurumun aldığı kararı diğer kurumların da uygulaması bekleniyor.
KİMLİĞİ BELİRLENEMEDİ!
Öte yandan geri dönüşüm firmasının deposundan çuvalları alarak içindeki Türk Bayraklarını ve kurumların flamalarını çöpe atan toplayıcının kimliği ise kamera kayıtlarına rağmen tespit edilemedi.
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Sakarya Şubesi olayla ilgili şu açıklamayı paylaştı:
Ey şehidim sen rahat uyu. Biz gaziler uğruna canını verdiğin al bayrağımızı çöpe atanları, yere düşürenleri yüce adalete teslim etmeye, Türk halkının önüne çıkartmaya gaziler olarak senin bayrak nöbetini tutmaya muktedir ve kararlıyız.Şehit ve gazi kanları ile sulanan al bayrağımıza daha fazla hassasiyet, özen, özlem gösterilmelidir. İçlerinde bez çantaların da bulunduğu bayraklar Taşkısığı'nda bulunan çöplükten çıktı.Bu bayrakların üstünde hem canlarından hem de bedenlerinden vazgeçen Şehit ve Gazilerimizin kanları olduğunu bilinmelidir. Bizleri arayan bir vatandaşımız, Taşkısığı mevkisinde çöplükte TÜRK BAYRAKLARINI çöpe atmışlar ihbarına bulundu. Bu duruma kayıtsız kalamazdık. Vatandaşımıza teşekkür ederek, derhal Adapazarı ilçesi çöplüğüne gittik ve çöplükte yüzlerce bayrağın ortalığa savrulduğunu gördük. Üzerine Şehit ve Gazilerimizin kanı olan bu kutsal emaneti yalnızca bir bez parçası olarak gören, ak kırmızı sancağımızı çöpe attıran, atan ve bu durumu önemsemeyen kim varsa hepsini esefle kınıyoruz.
Bayrak bir milletin şerefidir, namusudur, yırtılamaz, çöpe atılamaz. Bayrağımız kirlenmesin diye canımızdan vazgeçerken, işgüzar insanlar onu çöpe atmaya layık görüyor. Bizler bu bayrak için canımızdan ve kanımızdan vazgeçtik, kimimiz al sancak için Şehit oldu, kimimiz vücudundan bir uzvunu feda etti. Bizi arayan ve ihbar eden vatandaşımız gibi bayrağı yerde bırakmayacak kıymetli vatandaşlarımızın olduğunu bilmek güzel. Ancak bu duruma göz yuman ve bayrağımızı çöpe attıracak ve atacak zihniyete sahip kişilerden hesap sorulmasını, ayrıca bayrağın ne demek olduğunu öğrenene kadar gerekli eğitimi dersi verilmesi istememiz de en büyük hakkımızdır. Biz kimlerin nasıl atıldığını biliyoruz.Öncelikle Türk halkından, uğruna can veren şehitlerimizin emaneti olan ailelerinden, kahraman gazilerimizden özür dilemelerini bekliyoruz. Bu hadsizliği yapanlardan hesabın sorulmasını istiyoruz."medyabar
297 0 12.01.2023

Gündem
TTB Başkanı Fincancı’nın tahliyesine karar verildiGeçen yıl 27 Ekim'de tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı davada karar çıktı. Fincancı hakkında tahliye kararı verildi.Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı.Son savunmaların tamamlandığı davada karar çıkması bekleniyor. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki üçüncü duruşmayı İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu temsilcileri, Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda kişi takip ediyor.Avukatlar, duruşma salonunun küçük olması ve üç müdafi avukat sınırı getirilmesiyle ilgili şikayetlerini dile getirdiler.“Bu durumun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini çok iyi biliyorsunuz. Neden? Bu ısrar niye? Kararlarınızda hukuku göremiyoruz. Bu kadar önlem niye, bu korku niye?” diye sordular.
SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
Savcı, önceki mütalaasını tekrarlayarak tutukluluğun devamını talep etti. Duruşmada konuşan Fincancı şunları söyledi:Burada benimle dayanışma içinde olan herkese teşekkür ediyorum. Bu inanılmaz bir dayanışma. Bence ne karar verdiğinizden bağımsız olarak buna tanıklık etmek çok kıymetli. Nilgün Toker, ‘Yurttaşlık bir kolektif varoluş halidir' diyor. Bu da bunu gösteriyor.
“KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK”
Bunun öznesi olmayanlar varsa biz de yurttaş olabilme halimizi, kolektiviteyi yitirmiş oluyoruz. Herkesin yurttaşlık varoluşuna dahil olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Meslek örgütü de tam bunu sağlamaya dönük bir örgüttü.Geçtiğimiz duruşmalarda da ifade etmiştim. Bu saldırının tabii ki bana dönük yanı var. İfade özgürlüğüne dönük bir yanı var. Korku iklimi yaratma konusunda irade koydukları muhakkak. Adliye önü de bunu işaret ediyor. Ama korkunun ecele faydası yok.Hedef TTB. Tabii ki meslektaşlarımız şaşkınlıkla izliyor bunu. Şaşırma yetimizi kaybetmek demek mücadele irademizi de ortadan kaldıran bir durum. O yüzden biz şaşırmaya devam edeceğiz. Nasıl bir süreç işlerse işlesin biz şaşırmaya devam edeceğiz.
“GERÇEĞİ SÖYLEDİĞİMİZ İÇİN HEDEFTEYİZ”
Neymiş bizim suçumuz? Herkese eşit sağlık hizmeti istemişiz. Sağlığımızın bir tüketim nesnesi olarak tanımlanmasına bizim de nesnelere dönüşmeye karşı çıktığımız için. Şehir hastanelerine ödenecek olan, sadece bizim değil gelecekteki çocuklarımızın kazançlarını ipotek altına almalarına karşı çıktığımız için. 3-5 dakikada bir muayene olmaz dediğimiz için.Hekimlerin özlük haklarına sahip çıktığımız için, aylar sonra verilen ameliyat günlerine karşı olduğumuz için. Sağlıkta şiddete karşı çıktığımız için, pandemi sürecinde hakikati söylediğimiz için, sermayeye insanların peşkeş çekildiğini söylediğimiz için, doğaya, yeşile, tüm canlılara sahip çıktığımız için. Bogaziçi Üniversitesin'de her gün duran meslektaşlarımızın yanında durduğumuz için biz hedefteyiz.
“TOPLUM BÖYLE DÜŞÜNMÜYOR”
Demokrasinin, adaletin olmadığı bir ülkede sağlığın da olmayacağını söylediğimiz için, çalışma barışının bozulmasına karşı çıktığımız için hedefteyiz. TTB'nin hedefe alınması hiç şaşırtıcı değil. Ama adalete de bu hedef gösterilirken toplum öyle düşünmüyor. Toplum bu süreçte en güvendiği kurumlar arasına yerleştiriyor TTB'yi.İnsan öldürmek insanları cezaevinde tutmaya yetmiyor ama bilimsel görüş açıklayınca cezaevine atılıyorsunuz.”Mahkeme heyeti kararını açıklamak için saat 13.00'te duruşmaya ara verdi.Fincancı hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası ve tahliye kararı verildi.
NE OLMUŞTU?
Terör örgütü PKK'ya yakın bir kanal, Zap bölgesinde 17 PKK'lının kimyasal silah kullanılarak öldürüldüğünü iddia etmiş; adli tıp uzmanı Dr. Fincancı, kanalın yayınına katılarak kimyasal silahlarla ilgili tıbbi değerlendirmelerde bulunmuştu.Fincancı, sosyal medyada dolaşıma giren ve teröristlere ait olduğu iddia edilen görüntüleri izlediğini ve incelediğini belirterek, şunları söylemişti:
“Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Tabii çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki bu yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz. Böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl araştırma yapılacağının da Minnesota Protokolü'yle ele alınması gerekiyor. Bağımsız heyetlerce bu bölgelerde inceleme yapılması bir zorunluluk.”Fincancı, geçen yıl 27 Ekim günü tutuklanarak cezaevine konmuştu.sözcü
134 0 11.01.2023

Gündem
İmamoğlu Şehit yakını belediyemizde çalışmaya devam edecekİstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İtfaiyesinde çalışan ve terörle irtibatlı- iltisaklı olduğu iddia edilen itfaiye eri Muharrem Kılıç ile ilgili "Şehit yakını itfaiye erimiz çalışmaya devam edecek. Bu yalanları, bu iftiraları atanlar gidecek." dedi.Saraçhane'deki belediye binasında gazetecilere açıklama yapan İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun adil olmadığını öne sürdü.
Bir önceki toplantıda Bakan Soylu'nun, İBB'de teröristler olduğunu iddia ettiği 9 Aralık 2021 gününden 31 Temmuz 2022'ye kadar yani 8 ay boyunca her nedense kullanmadığı bir yetki olduğunu anlattığını ifade eden İmamoğlu, şöyle devam etti:Nedir bu yetki? OHAL kapsamında çıkarılan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede verilen yetkidir. Yasanın, belediyelerde sakıncalı personelin işten çıkarılma yetkisini 31 Temmuz 2022'ye kadar İçişleri Bakanı'na verdiği nettir. Yani Sayın Bakan, sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespiti yapmış ama tam 8 ay boyunca, terörist diye iddia ettiği kişileri yetkisi olmasına rağmen işten çıkartmamıştır. Burada 'Bakan Soylu, terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak net olarak görev suçu işlemiştir.' dedim."
İmamoğlu, bu nedenle İçişleri Bakanı Soylu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.Anayasa Mahkemesinin, 28 Kasım 2019 ile 18 Nisan 2021 tarihleri arasında arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yapılmasını yasakladığını anlatan İmamoğlu, bu dönemde sabıka kayıtlarını kamu seçeneğinden almış ve sicili temiz görünen kişileri işe aldıklarını söyledi.İstanbul İtfaiyesinde çalışan, terörle irtibatlı ve iltisaklı gösterilen itfaiye eri Muharrem Kılıç ile ilgili açıklamalarda bulunan İmamoğlu, bu kişinin şehit kardeşi olduğunu, arşiv araştırmasının yasaklandığı dönemde adli sicilinin kamu seçeneğinden temiz olduğunu belirtti.
İmamoğlu, "Şehit yakını itfaiye erimiz çalışmaya devam edecek. Bu yalanları, bu iftiraları atanlar gidecek." diye konuştu.Eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın sorumlu olduğu dönemde işe alınan 1800 kişi için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmediğini dile getiren İmamoğlu, "Yani Uysal ile Yerlikaya temiz, yine İmamoğlu suçlu?" dedi.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın akıllıca davrandığını, sesini çıkarmadığını ama kabahatinin büyük olduğunu öne süren İmamoğlu, "Eğer savcılığa ulaşan o raporda sadece Ekrem İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanıyorsa 'gök kubbeyi başınıza yıkarız' dedim. Yıkarız kardeşim. Bundan hiç kuşkunuz olmasın." ifadelerini kullandı.memurlar net
143 0 09.01.2023
Şehitler

Nurettin YaşarBursa 72 14.12.2024

Uğur Gölçekİstanbul 135 02.04.2025

Hüseyin UzunNevşehir 112 29.04.2025

Zeki BacakŞırnak 93 20.04.2025

Önder ÖzenKuzey Irak 574 03.05.2025

Berat Mecit DayKuzey Irak 517 23.04.2025

Nurettin TokyürekKuzey Irak 439 07.07.2022

İbrahim GüneyAnkara 408 11.04.2025
Gaziler

Metin KuşKastamonu 700 04.05.2011

Muharrem ÇelikSuriye 545 10.10.2019

Ahmet KarakuşSuriye 456 31.12.2020

Hasan Hüseyin KarataşSuriye 375 13.02.2017

Mehmet DemirtaşKuzey Irak 875 25.10.2022

Osman Sefa TosunKuzey Irak 569 05.09.2022

Umut EşgünoğluKuzey Irak 743 28.11.2022

Bünyamin KocamanKuzey Irak 714 16.10.2022
Çok Okunanlar

Şehit Sayısı 20 Oldu 2 Korucu daha şehit olduŞehit Sayısı 20 Oldu 2 Korucu daha şehit olduŞehit Haberleri 94,409 06.02.2020

Cami İmamı 33 Şehit sonrası ahlaksız paylaşım yaptı serbest bırakıldıManisa'da imam Ali Metin Özyurt'un, İdlib'de 33 askerimizin şehit olması sonrası yaptığı ahlaksız paylaşım büyük tepki gördü. Gözaltına alınan imam, savcılıkta ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki bir camide imamlık yapan Ali Metin Özyurt, 27 Şubat'ta Suriye'de 33 şehit verdiğimiz saldırı sonrası skandal bir paylaşıma imza attı.
Özyurt, bir arkadaşının Facebook gönderisine “Asker veya polis olun diye kimse kafamıza silah dayamıyor. Şehadeti göze almayan godoş, anasının dizinin dibinden ayrılmasın. Bırakın ucuz ajitasyonları” şeklinde yorum yaptı.
İĞRENÇ SATIRLAR
Paylaşım yapan E.B'nin, “Kimisi çaresizlikten gidiyor hocam” yorumunu da yanıtlayan imam, şu iğrenç satırlara imza attı: Çaresizlik diye bir mazeret olamaz. Maaşın cazibesine kapılıp, asker veya polis olmayacaksın. Din, vatan, millet sevdan yoksa, bu mesleği seçmeyeceksin. Para için seçtiysen de zırlamayacaksın. Devletin şehit ve gazilere gösterdiği ayrıcalığı başka devletler göstermiyor.Tepkiler üzerine gözaltına alınan Ali Metin Özyurt, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Manisa İl Müftüğü de konuyla ilgili soruşturma başlattı. sözcü -
Son 5 Ayda Suriye'de Şehit olan Askerlerimizin bilgileri için TIKLAYIN
Yayına veren:Editör
Gündem 35,067 03.03.2020

377 Terör Gazisinin Maaşları dün itibariyle KesildiTerörle Mücadelede yaralanıp Gazi olan ve İş hakkı kanunu ile Resmi kurumlarda çalışan v e yasal çalışma süresini tamamladıktan sonra emeklilik hakkı kazanan ve 01.01.2014 Tarihinden önce Emekli olan 377 Terör Gazisinin dün 17.12.2019 itibariyle Emeklilik maaşları kesildi. Türkiye Cumhuriyeti 61.Hükümeti ve Dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın Başbakanlığındaki hükümet Aşağıdaki kanunu çıkarmıştır.
İlgili Kanun
2013 / 6495 sayılı kanun - 2 Ağustos 2013 CUMA –
Kabul Tarihi: 12/7/2013 - Sayı : 28726
MADDE 80 – 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “(5434 sayılı Kanunun 18/1/1979 gün ve 2177 sayılı Kanunla değişik 64 üncü maddesinden yararlananlar hariç)” ibaresi çıkarılmış, son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanarak aylık bağlananlara aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamı, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutarından az olamaz ve bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıklar ilgili sigortalılık hâlindeki aylık artışları dikkate alınarak artırılır. Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamına girenler, aylıklara ilişkin hükümler hariç olmak üzere (d) bendi kapsamına girenlerin malullük hâline bağlı olarak yararlandığı haklardan da aynı esas ve usuller çerçevesinde yararlandırılır. Bu Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hâli ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi, sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik hâlleri ve bu hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmaz.”
“Bu madde hükümleri 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi kapsamındakiler ve harp malulleri hakkında da uygulanır.”
MADDE 84 – 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun ek 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 2- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü olmaları sebebiyle kendilerine aylık bağlananlara bir konut ile sınırlı olmak kaydıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir. Aynı kanunlar kapsamına giren sebeplerle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri ile harp veya vazife malullüğü aylığı almaktayken faizsiz kredi hakkından yararlanmaksızın hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri için ise; bir konut ile sınırlı olmak üzere, öncelikle dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse kredi kullanacak çocuklardan en az birisinin yetim aylığı almakta olması kaydıyla aylık bağlanma koşullarına bakılmaksızın talepte bulunan çocuklarına müştereken, bu kişiler bulunmadığı takdirde de öncelikle anaya olmak üzere ana veya babasına konut sahibi yapmak amacıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir.
Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenler de birinci fıkra hükmünden yararlanırlar.
Bu kredinin tavan tutarı, Yüksek Planlama Kurulunca belirlenir. Kredi için yapılacak başvurulara, kredilerin kullandırılmasına, geri ödeme süre ve yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Toplu Konut İdaresince çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”
MADDE 86 – 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 1- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarının ve sürekli işçi kadrolarının %2'sini aşağıdaki hükümlerde belirtilen hak sahiplerinin istihdamı için ayırmak ve bu madde hükümleri çerçevesinde İçişleri Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça atama teklifi yapılanları atamak zorundadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadrolarına, ilgili mali yılda 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesi kapsamında yapabilecekleri toplam atama sayılarının ne kadarını bu madde kapsamında yapılacak atamalar için ayıracağı ve buna ilişkin diğer hususlar Başbakan onayı ile belirlenir.
Bu madde kapsamında hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar aşağıda belirtilmiştir:
a) 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, bu Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlar,
b) 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının erbaş ve erler dahil askeri personeli ile Emniyet Teşkilatından Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personeli,
c) (b) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olanlardan vazife malulü sayılanlar,
ç) 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında vazife malulü sayılanlar, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında aylık bağlananlardan terör eylemleri nedeniyle hayatını kaybetmiş veya engelli hale gelmiş olanlar ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna ait fabrika, işletme, müessese veya bağlı ortaklıklarda görevli olanlardan patlayıcı maddelerin üretimi, incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi sırasında oluşacak patlamalardan dolayı hayatını kaybedenler.
İstihdam hakkından;
a) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi; ana, baba ve kardeşi yoksa eş veya çocuklarından toplam iki kişi; eş veya çocuğu yoksa ana veya babası ile kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi, ana veya babanın bu hakkı kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişi,
b) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan malullerin kendileri veya eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
c) İkinci fıkranın (c) bendine göre malul sayılanların kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
ç) İkinci fıkranın (ç) bendine göre engelli hale gelenlerin kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,yararlanır.
Bu madde kapsamında atanacakların, atamalarının yapılacağı kadro veya pozisyonlar için sınavlara ilişkin hükümler hariç olmak üzere ilgili mevzuatında öngörülen nitelik ve şartları taşımaları zorunludur.
Bir başkasının bakımına muhtaç olacak derecede engelli olanlar, birinci fıkrada sayılan kurumlarda görev yapanlar, istihdam hakkını sağlayan olayın meydana geldiği tarihten sonra söz konusu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta iken bu görevinden ayrılmış olanlar ile kırk beş yaşını bitirmiş olanlar istihdam hakkından faydalanamazlar ve bu durumda olanlar yukarıdaki fıkraların uygulanmasında dikkate alınmaz.
Hak sahiplerinden ilköğretim, ortaokul, ilkokul mezunu olanların hizmetli unvanlı kadrolara; ortaöğretim ve yükseköğretim mezunu olanların ise memur unvanlı kadrolara atama teklifleri Devlet Personel Başkanlığınca yapılır. Sözleşmeli personel pozisyonları ve işçi kadrolarına yapılacak atama tekliflerinde ise hak sahiplerinin bu fıkra uyarınca öğrenim durumları itibarıyla atanabilecekleri kadro unvanları dikkate alınarak Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen aynı veya eşdeğer unvanlı pozisyon ve kadrolar esas alınır.
Kamu kurum ve kuruluşları bu madde kapsamında atama yapılması amacıyla ayırdıkları %2 oranındaki kadro ve pozisyonların unvan ve sayısını her yılın şubat ve ağustos aylarının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirirler.
Bu madde kapsamında başvuranlardan hak sahibi olanlar İçişleri Bakanlığınca tespit edilerek, liste hâlinde her yılın mart ve eylül aylarının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bildirilenlerin atama teklifleri, kamu kurum ve kuruluşlarının söz konusu münhal kadro ve pozisyonlarına Devlet Personel Başkanlığınca kırk beş gün içinde yapılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca atama yapılabilecek kadro ve pozisyonların bildirilmemesi veya unvan bazında ihtiyacın karşılanamaması durumunda Devlet Personel Başkanlığınca kapsamdaki kamu kurum ve kuruluşlarının münhal kadro ve pozisyonlarına resen atama teklifi yapılır. Atama işlemlerinin, atama teklifinin kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde yapılması zorunludur. Atama emri ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başlamama hâlinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak 657 sayılı Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddeleri hükümleri uygulanır. Atama onayı alınmasına rağmen görevine başlamayanlar ile başladıktan sonra herhangi bir sebeple görevden ayrılanlar bu madde kapsamında yeniden istihdam edilemezler. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler.
Bu maddenin uygulanmasında takip edilecek usul ve esaslar ile diğer hususlar; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının görüşleri alınmak suretiyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde Devlet Personel Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığınca müştereken hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 88 – 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine birinci ve dördüncü fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, aynı maddenin mevcut ikinci fıkrasında yer alan “malûl, yaşlı,” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hükümleri” ibaresi “ilgili diğer hükümleri” ve beşinci fıkrasında yer alan “üçüncü fıkrada” ibaresi “beşinci fıkrada” şeklinde değiştirilmiştir.
“24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkındaki Kanun veya 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetleri sebebiyle vatani hizmet tertibinden aylık bağlananların; 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malulü sayılarak aylık bağlananların kendileri, eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenler ile vazife malulü sayılarak aylık bağlananlardan, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin kendileri ile eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış çocukları, anne ve babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılacak şekilde hayatını kaybedenlerin ya da aynı kapsamda aylık almaktayken hayatını kaybedenlerin eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları; engelliler için sağlık kurulu raporuyla %40 ve üzerinde engelli olduğunu belgeleyen Türk vatandaşlarının kendileri, ağır engellilerin kendileri ile birlikte birden fazla olmamak üzere birlikte yolculuk ettikleri refakatçileri, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi ve şehirlerarası hatlarından, belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanırlar.
Türk vatandaşı olan altmış beş yaş ve üzeri kişiler, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi hatları ile belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak, demiryolları ve denizyollarının şehirlerarası hatlarından ise %50 indirimli olarak yararlanırlar. Bu fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar, belediyeler, belediyeler tarafından kurulan şirketler, birlikler, müessese ve işletmeler altmış ila altmış beş yaş arasında bulunan kişilerin toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlanmasını sağlayabilirler.”
“İlgili kurumlar, belediyeler ile belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketler, ücretsiz ve indirimli seyahat hakkının kullanılması ile ilgili olarak gerekli tedbirleri alırlar. Ücretsiz veya indirimli seyahat hakkının kullandırılmaması hâlinde bu haktan faydalandırılmayan her kişi için toplu taşıma aracının tarifesi üzerinden elli tam bilet bedeli tutarında idari para cezası mülki idare amiri tarafından uygulanır. Bu maddeye göre verilecek idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir.
İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamında hizmet verecek toplu taşıma araçları, toplu taşıma hizmetlerinin kapsamı ile bu hizmetlerden ücretsiz ve indirimli yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar, Maliye, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, İçişleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
1005 sayılı Kanun ve 3292 sayılı Kanun kapsamında vatani hizmet tertibinden aylık bağlananlar ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı, mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre harp veya vazife malullüğü aylığı bağlananların ya da 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlananların veya harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile harp veya vazife malullüğü aylığı almakta iken 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin, bu fıkrada sayılan kanunlar veya maddeler gereğince dul ve yetim aylığı bağlananların ikametgâhlarında kullandıkları elektrik enerjisi ücreti %40'tan; belediyelerce tahakkuk ettirilecek su ücreti ise %50'den az indirim içermemek üzere belirlenecek tarife üzerinden alınır.”
MADDE 92 – 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve (b) bendinin üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı bendin dördüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış, (c) bendinde yer alan “Sivil iştirakçiler ile” ibaresi “Sivil iştirakçilere uygulanacak azami derece ve kademe, öğrenim durumları ve hizmet sınıfları itibarıyla 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yükselebilecekleri derece ve kademe;” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine ve 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık bağlananların bu aylıkları, aşağıdaki esaslar dahilinde yükseltilir.”
“Astsubaylar ve uzman jandarmalarda yükselinebilecek azami derece ve kademe, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kendilerine ilişkin aylık gösterge tablosunda belirlenmiş olan en yüksek derece ve kademedir.”
“Bu madde kapsamında yapılacak olan intibak işlemlerinde, 1 Eylül tarihi esas alınır. 1 Eylül tarihi esas alınarak yapılacak olan intibak işlemlerinde, görevde iken yapılan son terfi işleminin üzerinden bir tam yıl geçmemiş olanlar hakkında izleyen yılın 1 Eylül tarihi itibarıyla intibak işlemi yapılır.”
MADDE 93 – 5434 sayılı Kanunun ek 79 uncu maddesinin birinci, dördüncü, altıncı ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi, 2330 sayılı Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık bağlananlara, bu madde uyarınca ek ödeme verilir.”
“Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri, birinci derece malullere uygulanan gösterge üzerinden; aynı sebeplerle malullük aylığı almakta iken ölenlerin dul ve yetimleri ise malullerin hayatta iken maluliyet derecelerine göre yararlandıkları gösterge üzerinden ve sosyal güvenlik kanunlarına göre dul ve yetim aylığı aldıkları süre ile sınırlı olarak ek ödemeden yararlanır. Dul ve yetim sayısının bir kişiden fazla olması hâlinde, verilecek ek ödeme hak sahipleri arasında eşit olarak paylaştırılır.”
“Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin, aynı sebeplerle malullük aylığı almakta olanların veya bunlardan ölenlerin çocuklarına her ay için; ilköğretimleri sırasında (1.250), ortaöğretimleri sırasında (1.875) ve yükseköğretimleri sırasında (2.500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda eğitim ve öğretim yardımı yapılır. Bu yardımlar, yılda bir kez olmak üzere, bulunulan yılın Eylül ayında geçerli olan memur aylık katsayısına göre hesaplanarak 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında ve öğrenim durumunu gösterir belge ile birlikte yapılacak talep tarihindeki öğrenim seviyesi esas alınmak suretiyle toptan ödenir. 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında faaliyet gösteren özel eğitim okullarında eğitim alanlar da bu fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlanırlar.”
“Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları sebebiyle ödenmekte olan aylıkları kesilenler de yukarıdaki esaslar dahilinde ek ödeme ile eğitim öğretim yardımından yararlanırlar.”
MADDE 95 – 5434 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 225- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp malullüğü veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlar ile bunlardan aylık almakta iken ölenlerin veya anılan madde ve kanunlara göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri; bu maddeyi düzenleyen Kanunla ana ve babalara aylık bağlanabilmesine ilişkin olarak bu Kanunun 72 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişikliklerin, bağlanmış olan aylıkların intibak suretiyle arttırılmasına ilişkin ek 77 nci maddesinde yapılan değişikliklerin, ek ödeme ve eğitim öğretim yardımı verilmesine ilişkin olarak ek 79 uncu maddesinde yapılan değişikliklerin durumlarına uygun hükümlerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki döneme ilişkin olarak herhangi bir fark ödenmeksizin ilgili maddelerde belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılırlar.
Ek 79 uncu madde kapsamında ek ödemenin beş katı tutarında yardım yapılmış olması hâlinde, bu ödemenin yapıldığı beşinci yılı takip eden ödeme dönemine kadar bir süre geçmedikçe bu maddeyi düzenleyen Kanunla ek 79 uncu maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikten dolayı ödeme yapılmaz. Beş yıllık dönemin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dolmuş olması hâlinde geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.
72 nci maddenin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde bu Kanunla yapılan değişiklik neticesinde, aylık bağlama şartları yeniden düzenlenen kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bağlanmış olan aylıkları sebebiyle açtıkları davalardan feragat etmeleri hâlinde; kendilerine çıkarılmış olan borçların faize ilişkin kısmı terkin olunur, anaparaya ilişkin kısmı ise beş yıla kadar taksitlendirilir ve haklarındaki mevcut dava ve icra takiplerinden vazgeçilir. Aylık taksit tutarının kişinin gelirinin dörtte birini aşması hâlinde taksit süresi uzatılır. Ancak, adlarına borç çıkartılmış olanlardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra vefat edenlerin vefat tarihi itibarıyla borçlarının kalan kısmı; önceden vefat edenlerin ise bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla borçlarının kalan kısmı tahsil edilmez ve haklarında bu amaçla dava veya icra takibi bulunması hâlinde bunlardan vazgeçilir.”
MADDE 96 – 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin birinci ve ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri veya 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez.”
MADDE 97 – 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi ile onbeşinci fıkrasının (a) ve (d) bentlerinin birinci cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır.”
“5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir ve bunlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.”
“Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya devam edenler hakkında uzun vadeli sigorta kollarının uygulanmasına devam edilir.”
Kanunun Tamamı İçin TIKLAYIN
Yayına veren: Editör - Özel Haber
Editör Haberleri 6,994 18.12.2019

Suriye Esat Askerlerimize saldırdı 7 Şehit 4 yaralımız varSiriye' idlip'teki gözlem noktasındakı Askerlerimize yönelik Esad Güçlerinin saldırısı sonucu 4 Askerimiz Şehit oldu,birisi ağır olmak üzere 9 askerimiz yaralandı milli savunma acıklaması:Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İdlib'de çıkan çatışmada dört askerimiz şehit düşerken, biri ağır dokuz askerimizin de yaralandığı belirtildi.
İlgili Haberler
Suriye'de Askerlerimize saldırı 4 şehit 9 Yaralımız var
Erdoğan: 30-35 civarında Suriyeli Asker Öldürüldü
Rusya'dan 4 Şehit Açıklaması: Bize Haber vermediler
4 Şehit Askerimizin Naaşları Hatay'a getirildi
4 Şehit sonrası Rusya ile ortak devriyeyi iptal ettik
Şehit Sayısı 5 oldu yaralı Askerimiz şehit oldu
Şehit Sayısı 6 oldu Sivil Personel Şehit oldu
Şehit Askerin Kimliği Belli Oldu(Afyonkarahisar)
Şehit Askerin Kimliği Belli Oldu(Osmaniye)
Bakan Geziyi bıraktı Komutanlarla Suriye Sınırına gitti
Şehit Askerin kimliği belli oldu(Sakarya)
Şehitlerin Kimliği belli oldu Gaziantep'e 2 şehit haberi
Meral Akşener Şehitler için Meclis'te gizli oturum yapmamız gerekir
Şehit Sayısı 7 oldu yaralı Asker Şehit oldu
Sivil Şehit Personelin Kimliği belli oldu
Bakan Akar:76 Suriye Askeri Öldürüldü
Doğu perinçek Şehitlere saygısızlık
Meral Akşener Gökkubbeyi Başlarına Yıkın
Yayına veren: EditörEditör Haberleri 5,506 03.02.2020

Ayakkabı Boyarken Şehit Haberini aldıŞehit Babası Ayakkabı Boyarken Şehit Oğlunun Haberini aldıEditör Haberleri 5,469 28.11.2019